bugün

entry'ler (18)

gökhan gönül dostları

(bkz: bin atlı filiz akınlarda çocuklar gibi şendik) *

kürtçenin edebiyatı olmayan bir dil olduğu gerçeği

edebiyat dediğimiz şey 20-30 kişiyle olmadığı iddiasına dayanarak doğruluğu ispatlanmaya çalışılan iddia. lan ne derdiniz var kürtlerle ya. çocukluğunuza mı iniyim şimdi. türk edebiyatındaki yazar sayısı cumhuriyet öncesi 30-40'dan fazla mıydı? e diyeceksin ki sonra niye yazar çıkmadı? dopru sonuna kadar haklısın yazar çıkmadı ama devlet izin verdi de kürtler mi şiir yazmadı mnskym.

kürtçenin edebiyatı olmayan bir dil olduğu gerçeği

evdale zeynike
feqiye teyran
mihemed arif cizrewi
melaye ciziri
ehmede xani
cegerxwin
mehmed uzun
mehmet emin bozarslan
ve aklıma gelmeyen diğerleri ile basit bir şekilde yalan olduğu görülen götten uydurma iddia...
1969'dan sonra oluştuğunu söyleyen bir arkadaş vardı gelip fikrini savunabilir mi şimdi rica etsem?

aşk şeriatı

dün ''bizim bi' arkadaş''tan duyduğum şeriat. dest-i izdivaç gibiymiş ama evlendirmiyorlarmış bunlar. yersen..

dersim 38

dersim ''isyanı'' hakkında yapılmış yanılmıyorsam ilk belgesel. yapımcı-yönetmen çayan demirel'dir.
aşağıda link veriyorum uzun gelse bile en azından belgeselin başındaki yaşlı adamın kamera karşısında o günlerdeki anılarını anlatmaktan hala korkmasına bir bakın derim.

http://video.google.com/v...wLMrvGVBQ&q=dersim+38

türkiye nin gelmiş geçmiş en iyi komedyeni

ismail abi'den başkası değildir. bu kadar ünlünün arasında tek ünsüz olduğuna göre tek geçerim abimizi. *

nüfus cüzdanına emo fotoğrafını koyan insan

pek çok insan tarafından kimlik sorulduğunda işlerinin sürekli aksayacağını bilmesi gereken insandır. zira toplumumuz anlamaz öyle imo mimo. ben memur olsam o adama ''bugün git yarın gel'' derdim mesela. ha bu cümle memur dilinde rüşvet ver anlamına geliyor evet ama olsun rüşvet verse de yapmazdım o iğrenç tiplinin işini. bak sinirlendirdiler beni...

leblebi ile hesap makinesi yazmak

bazı şeyleri* götünden anlamış bireyin yaparak mutlu olmaya çalıştığı eylemdir. şöyle ki; alınan leblebiler bir zemine dökülür, tek tek toplayıp özenle ''hesap makinesi'' yazılır. kurşunlarla polis yazmak gibi bir şeydir.

duvari isirip duvar saati yapmak

çocukluğunda yaşadığı bazı olayların * etkisinde kalmış bünyenin saçma hareketidir. eğer ki yapılırsa dişler kırılır. sonrasında kırılan dişlerinizin 12 tanesini duvara yapıştırıp mutlu olabilirsiniz. bir de akrep ve yelkovanı tükenmez kalemle çizmek vardır ki anneler küçükken duvarı çizmeye kızıyordu. şimdi de muhtemelen sonuç değişmez.
şaka maka acıtıyor lan. yapmayın olm !
daha da saçmalamak için;
(bkz: kumu ısırıp kum saati yapmak)

kara yazı

"Yalnız ona yar demiştik
Onda bir şey var demiştik
O bizi anlar demiştik
Böyleymiş kara yazımız"

dizeleriyle eminim ki herkesi büyüleyen şarkı. şimdiki sözde sanatçıların şarkıları gibi giden sevgilinin arkasından sövmüyor. sessizce kaderine razı oluyor. susuyor.

sahilde ateş yakıp gitar çalan genç insan güruhu

birbirinden ayrılamayacak ''ateş, gitar, gençler'' üçlüsü bulunduğu zaman zart diye ortaya çıkan güruhtur. akdeniz akşamları'dır. kaç yıldır ısrarla yeni şarkı söylememektir.

fokur fokur

yöneticilerinin kendi fikirlerine uymayan görüşleri içeren entryleri silme gibi bir şey yapmadığı sözlük. aylardır oradayım kürtleri öldürelim diyenini de, pkk haklıdır diyenini de, ben allah'ım diyenini de, türkiye'nin kurtuluşu şeriattan geçer diyenini de gördüm. bunlardan en az biri yöneticilerden birine ters gelmiştir mutlaka ama düşünce özgürlüğünüze dokunmuyorlar. kendimden biliyorum. yok öyle bir şey. en uç noktalardaki görüşlere bile saygıyla yaklaşıyorlar.
geçirdiğim aylardan sonra sözlük dünyasındaki ''ana yurdum'' olarak nitelendirdim burayı. sağlam dostlarım oldu, tartışırken sinirden çatlayacak noktaya geldim bazen, güldüm, ağladım her şeyi yaşadım işte. seviyorum ulan...

16 kasım 2000

ahmet kaya'!nın ölüm tarihi.
çocukluğumdaki unutamadığım nadir tarihlerden biri.

halamlardaydık, eniştemin sigarası bitmişti, uzun samsun içiyordu. akşam vakti yolladı beni bakkala. o gece içimde kötü hisler vardı çocukken dışarı çıktığım her gece gibi. insanlar ne kadar korkunç oluyordu geceleri. her yanımdan geçenin beni kaçırıp, kollarımı kesip, dilendireceğini sanıyordum. annemin bana öğrettiği bir şeydi bu. kimse kaçırmamıştı beni, bakkala girdim, bakkal amca, yanındaki arkadaşına ''iyi adamdı, allah rahmet eylesin.'' diyordu. uzun samsun'u istemeden önce gözüm yüksek sesle izlenen televizyona kaymıştı. ses olmasa da okuma yazma biliyordum zaten. çok büyüktüm ben. yazıyı okumuştum. ''ahmet kaya öldü''. ilk defa birinin ölümüne bu kadar üzülmüştüm. neden tanımadığım bir adamın ölümüne üzüldüğümü de bilmiyordum. belki de sürekli araba teyplerinde duyduğum o babacan sesin artık yaşamıyor olmasındandı. üzülmem bir şeyi değiştirmeyecekti.
ahmet kaya ölmüştü...

gururla bakiyorum dunyaya

ahmet kaya'nın ideolojisini en güzel anlatan şarkı. sokağa çıkıp eylem yapasınız gelir hemen o an. o derece etkilidir.

balbal

öldükten sonraki hayatta balbal halindeki düşmanın öldüren kişinin hizmetkarı olacağını düşünerek dikilen ufak heykellerdir. türklerde ahiret inancının var olduğunun göstergesidir. öss insanı olarak şunu söyleyeyim; sınavlarda çok çıkar ve yorumu hep ahiret inancıyla alakalı bir şıktır.

yaran tezahüratlar

(gbkz:ankaragücü) taraftarlarının eseri;

bir sidikli bira,
üç milyon lira,
yeter artık efees,
zam yapmasanaa,
zam yapmasanaa.

ankara lisesi

bu yıl itibariyle son senemi okuduğum okulum. neler yaşadım neler. uzatmaya gerek yok veda zamanı geldi ama

''çok sevdik be abi.''

inflack

her gittiğim sözlükte başka işi yokmuş gbii karşılayarak mutlu eden yüce insan. kısa süreli de olsa bir tanışıklığımız olmuştu. sevmiştim. seviyorum. ''hastasınım'' diyeyim ben o anlasın.